Cumhurbaşkanı Erdoğan, Togg Gemlik Kampüsü Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Seri üretim bandından indirip sizlerin huzuruna çıkardığımız bu ilk araçla, 60 yıllık hayalin gerçeğe dönüşüne şahitlik ediyoruz. Bunun için, Togg, Türkiye’nin 85 milyonun ortak gururudur, diyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TOGG Gemlik Kampüsü Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin vizyon projeleri arasında yer alan Togg'un seri üretiminin yapılacağı TOGG Gemlik Kampüsü'nün açılış törenindeki konuşmasında, Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu'nun ortakları ve paydaşlarına teşekkür etti.
Cumhuriyet'in 99. yılını kutlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Anadolu topraklarını bizlere vatan yapan ecdadı, Millî Mücadele'nin kahramanlarını, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal ile Büyük Millet Meclisimizin tüm mensuplarını rahmetle, şükranla yâd ediyorum. Bu anlamlı günde, milletçe tek yürek olduğumuz böylesine tarihî bir açılışta buluşmamızı nasip eden Rabb'ime sonsuz hamd-ü senalar ediyorum. Evet, millet olmak demek; aynı vatanda hür bir şekilde yaşamak, farklılıkları ortak hayallerle birleştirmek, hüzünlerin üstesinden ortak sevinçlerle gelmek, hedeflere ortak çabalarla ulaşmak demektir. Millet olmak demek, tüm bu hasletler üzerinde ortak bir geleceğe yönelmek demektir" diye konuştu.
“TÜRKİYE YÜZYILI'NIN İLK FOTOĞRAFI BURADA HİZMETE AÇTIĞIMIZ TESİSTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Togg'un önemine vurgu yaparak konuşmasını şöyle sürdürdü: "Togg, ülkemizin güçlü yarınları için işte bu ortak hayali kurmanın tadını hepimize yaşatan projenin adıdır. Seri üretim bandından indirip sizlerin huzuruna çıkardığımız bu ilk araçla, 60 yıllık hayalin gerçeğe dönüşüne şahitlik ediyoruz. Bir tarafta kırmızı, bir tarafta beyaz. Ne anlama geldiğini herhalde anlıyorsunuz. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Bunun için, Togg, Türkiye’nin, 85 milyonun ortak gururudur, diyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Togg'u seri üretim bandından indirmek için gecesini gündüzüne katan babayiğitlerimizi, teknisyenlerimizi, mühendislerimizi ve emekçilerimizi yürekten kutluyorum. Sizler, milletimizle birlikte Nuri Demirağ'ın, Nuri Killigil'in, Vecihi Hürkuş'un ve Şakir Zümre'nin mirasını da onurlandırdınız. Biliyorsunuz, dün Ankara'da Cumhuriyetimizin yeni asrına damga vuracak Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun müjdesini milletimizle paylaştık. Türkiye Yüzyılı'nın ilk fotoğrafı da işte burada hizmete açtığımız tesistir, önünde durduğumuz araçtır" diye ekledi.
“BİZE KÜÇÜK DÜŞÜNMEK YAKIŞMAZ”
"Ne hazindir ki o fabrikalarda üretilen uçakların yerini kuluçka makineleri, imal edilen bombaların yerini ise soba boruları aldı. Kimi sinsice, kimi hoyratça yürütülen yıkımlarla insanımızın öz güvenini öyle bir kırdılar ki on yıllar boyunca üzerimize giydirilen deli gömleği misali içine sıkıştırıldığımız cendereden kurtulamadık. Ülkemizin son 20 yılı bize biçilen bu gömleği yırtmanın, özümüzdeki cevheri gömüldüğü yerden çıkarmanın mücadelesiyle geçti. Binlerce yıllık kadim bir devlet geleneğinin, 6 asır boyunca dünyayı yönetmiş bir cihan devletinin mirasçısı olarak bize yakışan da buydu. Çünkü biz tıptan mühendisliğe her alanda çıkarttığı icatlarla günümüz biliminin temellerini atmış, alimlerin, çağ açıp çağ kapatmış Fatihlerin, dünyayı değiştiren öncülerin torunlarıyız. Bunun için bize küçük düşünmek asla yakışmaz."
Türkiye'nin hedeflerinin büyük, vizyonunun geniş ve inancının tam olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Güçlü olmanın ve güçlü kalmanın yolu ise kendi kendine yetebilmekten, namerde muhtaç kalmamaktan geçiyor. İşte biz bunun için her fırsatta millî diyoruz, yerli diyoruz. Millî teknoloji hamlemizin rehberliğinde savunma sanayinden otomotive, enerjiden sağlığa, her alanda elde ettiğimiz başarıları görüp de yüreği sevinçle dolmayan var mı? Atak ve Gökbey helikopterlerimizi, Anadolu savaş gemimizi, Hürkuş uçağımızı, Akıncı, Bayraktar, Anka insansız hava araçlarımızı, Tayfun füzemizi görüp de göğsü kabarmayan var mı? İşte Tayfun füzeleri atılmaya başladı. Yunan ne yapmaya başladı? Hemen televizyon yayınlarında, gazetelerinde, Tayfun onların gündemine girdi. Daha durun bakalım, daha bunun arkası gelecek. Şimdi Togg Avrupa'nın yollarına bütün bu modelleriyle girdiği zaman ciddi manada tutuşacaklar. Ne diyecekler? 'Çılgın Türkler geliyor' diyecekler."
“ YAPAMAZSINIZ DEDİLER”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu süreçte proje Devrim otomobilinin akıbetini yaşasın diye uğraşanlara da 'Yapamazsınız, yapsanız da satamazsınız' diyerek kendilerini bu yoldan geri döndürmeye çalışanlara da rastladığını dile getirerek şöyle dedi: "Hatırlarsanız, bugün banttan indirdiğimiz aracın ilk tanıtımında 'Hani bunun fabrikası nerede?' diyerek kendi akıllarınca alay edenler vardı. Burada, işte buyurun fabrika burada. Buradan, en başından beri projeyi boğmaya, değersizleştirmeye çalışanlara soruyorum; 'Fabrika nerede?' diyordunuz. Fabrika işte burada, Bursa Gemlik'te. Salgın şartlarına rağmen rekor hızla inşa edilen TOGG Gemlik Tesisi, onu da söyleyelim öğrensinler, 1,2 milyon metrekare arazi üzerinde 230 bin metrekare kapalı alana sahip bir eser olarak işte burada. Şimdi biraz daha açalım; bu tesiste araştırma geliştirme merkezi var, tasarım merkezi var, prototip geliştirme ve test merkezi var, strateji ve yönetim merkezi var. Biraz önce bizzat tecrübe ettiğim test pisti de var. Oradan geldim. Velhasıl burada otomobil üretmek için ihtiyaç duyulan her şey var. Ayrıca burası çevreye duyarlı, yeşil bir tesis, çevreci."
Fikri ve sınai mülkiyet hakları yüzde 100 Türkiye'ye ait millî bir proje olan Togg'un üretiminde Anadolu'nun dört bir tarafındaki KOBİ'lerin, tedarikçilerin de yer aldığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "TOGG Gemlik Kampüsü tam kapasiteye ulaştığında, burada her yıl 175 bin araç üretilirken, 4 bin 300 kişiye doğrudan, 20 bin kişiye dolaylı istihdam sağlanacaktır. Burada 2030'a kadar üretilecek 1 milyon adet araçla millî gelirimize 50 milyar dolardan, cari açığın azaltılmasına 7 milyar dolardan fazla katkı sağlayacağız. Buna rağmen hâlâ Togg'a kulp takmaya çalışanlar elbette çıkıyor. Ama bunların hem bir marka oluşturma vizyonundan hem de küresel rekabetin nasıl işlediğinden habersiz cühela takımı olduğunu da iyi biliyoruz. Asırlık otomobil firmalarının pek çok parçasının Türkiye'de üretildiğini bilmeyenlere bunları anlatmak beyhude bir çabadır. Biz sorumluluğumuzun ifası olarak üzerimize düşenleri yapıyor, gerisini milletimize bırakıyoruz. Milletimiz kimi takdir edeceğini, kimi tekdir edeceğini gayet iyi bilir. Hâlâ 'Yapamazsınız, üretemezsiniz' diyenler varsa şu otomobillere iyi baksınlar. Bundan 60 yıl önce Devrim otomobilini engelleyenler, hamdolsun devrin otomobilinde başarılı olamadılar, olamayacaklar. Şimdi ne diyorlar? 'Bunu kim alacak? Satamazsınız.' Şimdi bunu söylemeye başladılar. İnşallah bunun cevabını da onlara başta şahsım olmak üzere milletimiz verecek."
Yorum Yazın